[fusion_builder_container hundred_percent=”no” hundred_percent_height=”no” hundred_percent_height_scroll=”no” hundred_percent_height_center_content=”yes” equal_height_columns=”no” menu_anchor=”” hide_on_mobile=”small-visibility,medium-visibility,large-visibility” status=”published” publish_date=”” class=”” id=”” background_color=”” background_image=”” background_position=”center center” background_repeat=”no-repeat” fade=”no” background_parallax=”none” enable_mobile=”no” parallax_speed=”0.3″ video_mp4=”” video_webm=”” video_ogv=”” video_url=”” video_aspect_ratio=”16:9″ video_loop=”yes” video_mute=”yes” video_preview_image=”” border_size=”” border_color=”” border_style=”solid” margin_top=”” margin_bottom=”” padding_top=”” padding_right=”” padding_bottom=”” padding_left=””][fusion_builder_row][fusion_builder_column type=”1_1″ layout=”1_1″ spacing=”” center_content=”no” link=”” target=”_self” min_height=”” hide_on_mobile=”small-visibility,medium-visibility,large-visibility” class=”” id=”” background_color=”” background_image=”” background_image_id=”” background_position=”left top” background_repeat=”no-repeat” hover_type=”none” border_size=”0″ border_color=”” border_style=”solid” border_position=”all” border_radius=”” box_shadow=”no” dimension_box_shadow=”” box_shadow_blur=”0″ box_shadow_spread=”0″ box_shadow_color=”” box_shadow_style=”” padding_top=”” padding_right=”” padding_bottom=”” padding_left=”” margin_top=”” margin_bottom=”” animation_type=”” animation_direction=”left” animation_speed=”0.3″ animation_offset=”” last=”true” first=”true”][fusion_title title_type=”text” rotation_effect=”bounceIn” display_time=”1200″ highlight_effect=”circle” loop_animation=”off” highlight_width=”9″ highlight_top_margin=”0″ before_text=”” rotation_text=”” highlight_text=”” after_text=”” hide_on_mobile=”small-visibility,medium-visibility,large-visibility” class=”” id=”” content_align=”left” size=”2″ font_size=”” animated_font_size=”” line_height=”” letter_spacing=”” margin_top=”” margin_bottom=”” margin_top_mobile=”” margin_bottom_mobile=”” text_color=”” animated_text_color=”” highlight_color=”” style_type=”default” sep_color=””]
Amazon Depolarında Algoritmalar Nasıl İşliyor?
[/fusion_title][fusion_text columns=”” column_min_width=”” column_spacing=”” rule_style=”default” rule_size=”” rule_color=”” hide_on_mobile=”small-visibility,medium-visibility,large-visibility” class=”” id=”” animation_type=”” animation_direction=”left” animation_speed=”0.3″ animation_offset=””]
Amazon’da “satın al” ı tıkladığınızda, yakındaki bir depoda – tümü akıllı bilgisayar kodu ile yönetilen- bir etkinlik telaşı başlar. Orada çalışmak nasıl bir şey?
Algo-alışveriş
“Sıkı çalış. Eğlen. Tarih yaz.” Amazon’un İngiltere Hemel Hempstead’deki en yeni “FBA deposunun-Fulfillment by Amazon Center (Amazon Hazırlama ve Tamamlama Merkezi) girişinin üzerinde bu tabelayı okuyabilirsiniz.
İçerisinde 40.000 metrekareden fazla raf, paketleme hattı ve milyonlarca ürün bulunuyor. Daha büyük ürünlerin depolandığı alan “palet alanı” olarak bilinir ve bitişiktir; alanın diğer ucunda, birkaç raf katının üst üste istiflendiği “kule” yer alır. Toplayıcılar, birilerinin bir yerlerde online olarak satın aldıkları ürünleri yerleştirdikleri yük arabalarını çekerek sürekli ve neredeyse sessiz bir şekilde kulenin uzun koridorlarında aşağı yukarı yürürler.
1994’te internet ağının başlarında kurulan Amazon’un şu anda 247 milyar dolar değerinde olduğu bildiriliyor. Ancak şirket aslında çok da karlı değil. O halde Amazon’u ayakta tutan nedir? Sınırlı kazancı olan herhangi bir işletme için verimlilik çok önemlidir.
New York Times’ta yapılan son bir araştırma, Amazon’daki kurumsal kültürün verilerden kaynaklandığını ortaya çıkardı: örneğin kişisel performans, çalışanların meslektaşları hakkında övgü veya eleştiri paylaşmalarını sağlayan ‘’Anytime Feedback Tool’’ (Herhangi bir zaman Geri Bildirim Aracı) adlı bir yazılım sistemi ile sürekli kontrol ediliyor.
Şirketin depolarında, çalışanlar da yazılım tarafından yönlendirilir ve takip edilir fakat daha doğrudan bir şekilde. Bir ürünü online sipariş ettiğinizde, Amazon sistemi, öğenin envanterinde bulunduğu yeri tespit eder ve onu almak için bir insan toplayıcı gönderir. “Önemli olan ürünlerin nerede olduklarını öğrenmek ya da aklınızda tutmak değil. Bizler görevi mümkün olduğunca basit hale getiriyoruz.” diye açıklar Genel müdür Henry Low. Amazon FBA merkezleri hakkında sizi şaşırtan ilk şeylerden biri, ürünlerin mantıklı bir şekilde organize edilmemiş olmalarıdır – en azından bir insanın kullanacağı bir tarzda. Örneğin, raflardaki ürünler kategoriye göre düzenlenmemiştir. Bunun yerine, raflara sanki rastgele bir şekilde yerleştirilirler. Bir HDMI kablosunu Harry Potter nota kağıtlarının yanında görebilirsiniz. Bir bebek biberonu markası koridorda bir atık suyu arıtma cihazının karşısındadır; fakat bu bariz deliliğin bir nedeni var. Low, “Bir HDMI kablosu modelini yüzlerce diğer modelin olduğu raftan aldığınızı hayal edin” diyor. Toplayıcılar ne alacakları konusunda çok uzun süre düşünmek zorunda bırakılmıyorlar – tüm süreç bir insana mümkün olduğu kadar elverişli olacak şekilde tasarlanmıştır.
Bir ürün elle toplandığında, toplayıcı doğru nesnenin alındığından emin olmak için el tipi bir cihazla tarar. Ayrıca her bir ürünün depo süreci boyunca ilerleyişi, tekrar tarandığı bir dizi nokta sayesinde sürekli izlenir – örneğin, müşterinin adı ve adresinin etiketlendiği anda. “Ürünün herhangi bir zamanda tedarik merkezinde nerede olduğunu takip edebiliyoruz” diyor Low, hem kendinden emin hem de ayrıntılara gösterilen dikkatle açıkça gurur duyarak.
BBC’nin Panorama programı geçmişte Amazon depolarındaki çalışanlardan beklenen yüksek kesinlik ve verimlilik seviyelerini bildirmiştir. Bildirildiğine göre, bazı depolardaki toplayıcıların el cihazları, performans hedeflerine ulaşmak için bir sonraki ürünü almak zorunda oldukları saniyeleri geri sayıyor. Başlarda, Low, Hemel Hampstead’deki durumun bu olduğunu reddetti; ancak, tarayıcılardan birini görmek istediklerinde, böyle bir geri sayımın gerçekten var olduğu açığa çıktı.
Merkezdeki bir toplayıcı olan Thomas Owens, günde ortalama 1.000 ürün topladığını tahmin ediyor. “Yaptığınız işlem yoluna bağlıdır. Ancak molalar arasında normalde 200 ila 300 arasındadır, bu yüzden günde yaklaşık 1.000 veya 1.200 olduğunu söyleyebilirim ”diye açıklıyor. 10 saatlik vardiyada, bu her dakika neredeyse iki ürüne eşittir. Yine de Owens, geri sayımlardan bir kaçını kaçırmanın tamamen kabul edilebilir olduğunu ve bu durumun toplayıcıların genel verimlilik hedeflerine ulaşmalarını engellemediğini belirtti.
Öyle olsa bile, insan elementi, tartışmaya açık bir şekilde verimlilik zincirindeki zayıf halkadır ve Amazon’un etkinliklerini daha da otomatikleştirmeyi vaat eden bilgisayar tabanlı yeni sistemler, bir gün ürünlerin taşınmasını da devralabilir. Kiva Systems, yüksek teknoloji ürünü bir depo robotiği geliştiren az bilinen bir Amazon iştirakidir. Geniş bir alanda raflara gidip gelen insan toplayıcıları yerine, rafların kendisi hareketlidir ve gerekli ürünü kaldıran sabit toplayıcılara tekerlek üzerinde seyahat ederler. Aynı şekilde, robot rafları daha sonra kendi yerine geri döner.
Sick adı verilen bir başka şirket, yüksek otomasyonlu depolarda kullanılabilecek akıllı donanım icat etti. Görsel bir sensör hakkında bir basın bülteninin yayınlanmasından dolayı insan gözleri gelecekte çok daha az yararlı olacak çünkü “Hasta Denetçisi P30 […] otomatik vinç sisteminin daha hızlı bir şekilde toplanmasını ve yerleştirilmesini sağlayarak tipik olarak 10 saniye tasarruf sağlayacak. (saatte potansiyel olarak % 15 ekstra toplama döngüsü). ”
Ancak yine de, Amazon ürünlerini bu devasa FBA merkezlerinden kapınıza getirme işinde insan katılımı şu an için hala bariz bir şekilde önemli. İnsan işçiler sadece merkezdeki raflardan eşya kaldırmazlar, ayrıca ürünlerin boyutları bir algoritma tarafından önceden belirlenen kutulara paketlenmesinden ve satın alınan eşya ile birlikte ambalaj kağıdı ve makbuz doldurulmasından sorumludurlar.
Sürecin bu bölümü ile görevlendirilmiş birkaç işçi sırası, yoğun bir şekilde kutuların içini doldurup, paketleri sabit bir hızla hareket eden konveyör bantların üzerinde gitmelerini sağlıyorlar. Daha sonra, elbette, bu paketler teslimat için insan sürücüler tarafından ülke içindeki ve dışındaki evlere ve iş yerlerine yönlendirilecektir. Yine de Amazon şu anda drone ile teslimat fikrini deniyorsa, zincirin bu kısmının ne kadar süreyle değişmeyeceği belli değil.
Bir mola zamanı geldiğinde, bir bildirim sesi duyulur ve işçiler en az 100 kişinin rahatça oturabileceği kantine her zamanki gibi taşar. Orada ara vermek, yemek yemek, kitap okumak ve sessizce sohbet etmek hoşlarına gider.
“Sıkı çalış,” der girişteki tabela. Depo katında, online satın alımlarınızla ilgilenen büyük ölçüde isimsiz kişilerin bu satırların ilk bölümünü ciddiye aldıkları açıkça görülüyor.
[/fusion_text][/fusion_builder_column][/fusion_builder_row][/fusion_builder_container]